Peki, Kendimizi Sevmeye Nasıl Başlayabiliriz?
- Kendinle Nasıl Konuşuyorsun?
İçsel diyaloglarımız, benlik saygımızın temelini oluşturur. Neff’in araştırmaları, kendimize nazik ve anlayışlı bir dil kullanmanın ruh sağlığımıza iyi geldiğini söylüyor. Negatif iç sesler (mesela “Yine yapamadım!”) stres hormonlarını artırırken, şefkatli ve destekleyici bir ses kaygı, depresyon ve özgüven kaybını azaltır.
Örnek: “Beceriksizim” demek yerine “Şu an zorlanıyorum, ama bu gayet doğal.” - Duygularına Alan Aç
Duyguları bastırmak kısa vadede işe yarıyor gibi görünse de uzun vadede psikolojik baskı yaratır. Öz-şefkat programlarında da vurgulandığı gibi, duygulara alan açmak, onları kabul etmek temel bir adımdır. Bilinçli farkındalık (mindfulness) çalışmaları, duyguları tanımlamanın stres merkezlerini (amigdala) yatıştırdığını gösteriyor.
Örnek: “Şu an üzgünüm ve bu duyguyu yaşamakta sorun yok.” - Kendini Başkalarıyla Kıyaslama
Sürekli başkalarıyla kıyaslama yapmak, “koşullu öz-sevgi”ye yol açar; yani ancak başarılı, beğenilen ya da güzel olduğunda değerli hissedersin. Sosyal medya bu durumu tetiklerken, araştırmalar karşılaştırmanın benlik algısını zedelediğini gösteriyor.
Örnek: “Benim yolum başkalarınınkinden farklı olabilir ve bu normal.” - ‘Hayır’ Diyebilmek
Kendini sevmek, sınırlarını korumakla da ilgilidir. Hayır diyememek, duygusal tükenmenin en önemli nedenlerinden biridir. Öz-sevgi, kendine iyi davranmakla kalmaz; aynı zamanda tükenmemek için sınır koymayı da gerektirir.
Örnek: “Bugün kendime zaman ayırmak için bu isteği nazikçe geri çevireceğim.” - Küçük Ama Sürekli Rutinler Oluştur
Nöroplastisite araştırmaları, tekrar eden olumlu alışkanlıkların beynin mutluluk merkezlerini harekete geçirdiğini gösteriyor. Günlük yürüyüş yapmak, olumlu iç konuşmalar yapmak, günlük tutmak veya aynada kendinle göz teması kurmak bile öz-sevgi pratiğine katkı sağlar.
Örnek: “Bugün kendime iyi davranmak için ne yaptım?”
⸻
Unutma, kendini sevmek bir hedef değil; sürekli gelişen bir yolculuktur. Her gün kendine biraz daha şefkatle yaklaştığında, küçük ama güçlü bir adım atmış olursun.