Search on this blog

Search on this blog

Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?

0531 232 30 70

Mükemmeliyetçilik kulağa bazen “başarı odaklılık” gibi gelebilir ama işin aslı daha karmaşık. Kusursuz olma isteği; çoğu zaman yüksek beklentiler, hata yapma korkusu ve kendine acımasızca yaklaşmakla iç içedir. Kişi kendi değerini yalnızca başardıklarıyla ölçmeye başladığında, içsel huzur yerini kaygıya bırakır.

Danışmanlık sürecinde bu yapının kökenlerini ve hayattaki etkilerini fark etmek, daha dengeli bir yaşamın kapılarını aralayabilir.

Neden Mükemmeliyetçi Oluruz?

Herkesin bu tutuma yönelme sebebi farklıdır ama bazı ortak dinamikler dikkat çeker:

🔹 Aile ve Toplumun Rolü
Çocukken sıkça “en iyisi sen olmalısın” mesajını alan bireyler, zamanla “ancak mükemmel olursam sevilirim” inancını geliştirir. Özellikle başarıya çok önem verilen toplumlarda, bu inanç daha da kökleşir.

🔹 Kontrol ve Güvende Hissetme İhtiyacı
Bazı kişiler için mükemmel olmak, hayatta kalma stratejisidir. Hata yapmamak; eleştirilmemek, dışlanmamak anlamına gelir. Bu da aslında bir kaygı savunmasıdır.

🔹 Sosyal Medya ve Sürekli Kıyas
Herkesin sadece “iyi” anlarını paylaştığı bir dünyada, kendi eksiklerimiz daha büyük görünür. Ve bu fark, içimizde sürekli daha fazlasını yapma baskısı doğurur.

Mükemmeliyetçi Kişilik Ne Demektir?

Bu kişilik yapısına sahip bireyler çoğu zaman dışarıdan oldukça başarılı, düzenli ve motive görünür. Ama iç dünyalarında süregelen bir yeterli olamama hissiyle boğuşabilirler.

Sağlıklı ve Sağlıksız Mükemmeliyetçilik Arasındaki Fark

Her hedef koymak zararlı değildir elbette. Sağlıklı mükemmeliyetçilik gelişime açık, esnek ve gerçekçi beklentilerle ilerler. Ancak sağlıksız versiyonunda birey ya her şeyi eksiksiz yapmalıdır ya da hiç başlamamalıdır. Bu “ya hep ya hiç” yaklaşımı, içsel baskıyı artırır.

Mükemmeliyetçiliğin Görünmeyen Yüzü

✨ Erteleme Eğilimi: “Yeterince iyi olmazsa hiç olmasın” düşüncesi, kişiyi sürekli ertelemeye iter.
✨ Tükenmişlik: Bu içsel baskı, zamanla ruhsal yorgunluk yaratır.
✨ Başarıya Endeksli Özdeğer: Ne kadar çabalarsa çabalasın, birey asla kendini yeterli hissedemez.

Bu düşünce kalıplarını fark etmek kolay olmasa da mümkündür. Seans sürecinde bu inançların kökenlerini görmek ve onları dönüştürmek için birlikte çalışabiliriz.

Unutma, “iyi yeterince iyidir.” Kendine biraz daha şefkat göstermek, mükemmel olmaktan çok daha iyileştiricidir.

admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir